Gözün Görebildiği En Güzel Gözlük



Fransız Boz'u ilk gördüğümde bayıldım. (Ne yaratıcı cümle! Bunları gördüğünde kim beğenmez ki?)
Baştan alıyorum. Boz gözlükleri ilk defa Londra'da gördüm. (Eeeee?)
Tekrar deniyorum. Boz gözlükleri ilk defa Londra'da görüp beğendiğimde param çıkışmadı. (Hımm anlat bakalım...)



Gözüme taktığım anda, hakkında obsesif olacağımı hemen oracıkta anlamıştım. Ancak sterlinle imanı gevreten kıvama gelen "alt tarafı" gözlük, bir de cam hadisesinden "gereksiz para harcama" sınıfı diye kategorileştirdiğim alana girdi birden.
Gözün özüne tekrar dönersek, gözlüğü bu kadar beğenmesem, gözümü net görebilmesi için temerküs kampına sokmak üzereydim. Sabah akşam ezberden odak çalışıyorduk...
Neyse ki, bunların hiç birini yapmaya artık gerek kalmadı. Gözler dilediğince "boz"ulabilir.
Üstelik Boz'lar için artık Londra'ya gitmeye gerek yok. Türkiye'de Londra kadar pahalı da değil.
Akmerkez'e gidiyorsunuz OPAL Optiğe (Otopark fişini ödediğiniz yerde. Ya da Gilan'ın, ya da MOS'un yanı diye tariflendireyim) giriyorsunuz. Çeşitler karşısında karar vermekte zorlanıyorsunuz.
Zar zor karar verip gözünüzü giydiriyorsunuz.
Ve sanırım bu gözlükle sizi tanıştırdığım için "...ne muradım varsa veriyor".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder