İSVEÇ ŞURUBU NEDİR İSVEÇ ŞURUBUNUN FAYDALARI NELERDİR






1.Eğer o sık sık koklanır, koku burundan çekilirse, ense kökü onunla nemlendirilir ve onunla ıslatılmış bir bez kafanın üstüne koyulursa, ağrılar ve baş dönmeleri yok olur, bellek ve beyin güçlenir.

2. Çiçek hastalığı ve her türlü egzamalar, burundaki veya bedenin herhangi bir yerindeki kabuklar, şurupla sık sık nemlendirildiklerin de yok olurlar.

3. Diş ağrılarında, biraz suyun içine bir yemek kaşığı dolusu şurup karıştırılır ve bu sıvı bir süre ağızda tutulur veya ağrıyan diş bir pamukla ıslatılır. Ağrı diner ve çürük iyileşir.

4. Dildeki kabarcıklarda veya daha başka rahatsızlıklarda, şurupla sık sık nemlendirildiğinde, kısa sürede iyileşme görülür.

5. Eğer gırtlak hasta veya yaralı ise bu yüzden yiyecek ve içecek rahat yutulamıyorsa sabah, öğlen ve akşamları şuruptan alınır ve yavaş yavaş yutulur. Gırtlağın ateşi azalacak ve yara iyileşecektir.

6. Mide kramplarında, bir yemek kaşığı dolusu alınmalıdır.

7. Kolitlerde, üç yemek kaşığı dolusu, arka arkaya ve yavaş yavaş alınmalıdır. Kısa sürede rahatlanacaktır.

8. Bedendeki gazları böler ve karaciğeri serinletir. Tüm mide rahatsızlıklarını ve bağırsak dizensizliklerini yok eder, dışkılama zorluklarını ortadan kaldırır.

9. Eğer kötü sindiriyor ve yenenleri içinde tutamıyorsa, o mide için çok iyi bir ilaçtır.

10. Aynı biçimde, safra kesesi ağrılarına da iyi gelir. Her gün sabah ve akşam bir yemek kaşığı dolusu içilip geceleri de kompres yapıldığında, tür ağrılar kısa sürede yok olur.

11. Ödemlerde, altı hafta boyunca sabah ve akşam olmak üzere, bir yemek kaşığı dolusu şurup, beyaz şaraba karıştırılarak içilir.

12. Kulak ağrısında ve kulak uğultusunda, bir pamuk parçası şurupla nemlendirilerek kulak yoluna sokulur. Çok iyi gelir ve hatta duymayan kulakların bile duymasını sağlayabilir.

13. Bir kadın dölyatağı ağrısı çekiyorsa, ona üç; gün boyunca, sabahlan birer yemek kaşığı dolusu şurup, kırmızı şarapla karıştırılarak verilir ve yarım saat sonra bir gezinti yaptırılır. Gezintiden sonra kahvaltı edebilir, ama süt içmemelidir. Şurup, hiçbir zaman sütle karıştırılmamalıdır!

14. Gebeliğin son 15 günü içinde, sabah ve akşamlan yarım tatlı kaşığı alınınca, doğumu kolaylaştırır. Son'dan kolayca kurtulabilmek için loğusaya her iki saatte bir kahve kaşığı dolusu verilir ve bu, son ağrısız bir biçimde ayrılana kadar sürdürülür.

15. Doğumdan sonra, sütlenen memeler İltihaplanırsa, uygulanan kompreslerle çabucak iyileşir.

16. Çocukların çiçekbozuğu olmalarını önler. Onlara, yaşlarına göre suyla karıştırılarak verilmelidir. Kabarcıklar kurumaya başladığında, sık sık şurupla nemlendirilmelidir. Böylece hiçbir iz kalmaz.

17. Çocuklarda ve yetişkinlerde kurtlara ve hatta şeritlere karşı başarıyla kullanılır, ama çocuklara yaşlarına göre verilmelidir. Şurupla nemlendirilmiş bir bez göbeğin üstüne bağlanır ve hep nemli kalmasına özen gösterilir.

18. Sarılıkta, eğer günde üç kere birer yemek kaşığı dolusu bu şuruptan alınırsa, şişmiş karaciğerin üstüne kompresler yapılırsa, çok kısa sürede tüm rahatsızlıklar sona erer.

19.Basurları işletir, böbrekleri iyileştirir, başka bir kür uygulamaya gerek kalmadan, beden de birikmiş olan tüm sıvıları dışarı atar. Depresyon ve melankoliyi iyileştirir, iştah açar ve sindirimi düzene sokar.

20. Başlangıçta sık sık nemlendirilip ve özellikle yatmadan önce içilip, içten de yumuşatıldığında, iç basurların işlemesini sağlar.

21. Eğer biri bayılmışsa, eğer gerekiyorsa zorla ağzı açılarak, bir yemek kaşığı şurup verilirse, o kişi hemen kendine gelir.

22. Bu ilaç, krampların ağrıların da dindirir ve sürekli alındığında, tümüyle iyileştirir.

23. Akciğer hastalıklarında, sabah aç karnına ondan alınır ve bu kür altı hafta sürdürülür.

24. Eğer bir kadın aylık temizliğini yitirir veya onu şiddetli olarak görürse, bu şurubu üç gün boyunca almalı ve bunu yirmi kere yinelemelidir. Fazla olan azalacak, az alan normalleşecektir.

25. Bu ilaç, kadınların beyaz akıntısına da iyi gelir.

26. Sara krizi geçiren kişiye, hemen orada bu şuruptan verilmelidir. Hasta, daha sonra bu ilacı sürekli olarak kullanmalıdır, çünkü o, zayıf düşmüş sinirleri ve tüm bedeni güçlendirir ve tüm hastalıkları yok eder.

27. Kötürümlükleri iyileştirir ve baş dönmesini, mide bulantısını geçirir.

28. Ateşli suçiçeğini ve yılancık hastalığını da iyi eder.

29. Bir kişi, ateşli veya üşüyor ve de güçsüzse, ona bir yemek kaşığı şurup verilir ve eğer o bedenini başka ilaçlarla yüklememişse, kısa sürede kendine gelecek, nabzı normal atmaya başlayacak ve ateş ne kadar yüksek olursa olsun, kısa sürede iyileşecektir.

30. Şurup, aynı zamanda kanseri, eski sivilceleri ve siğilleri, çatlak elleri iyileştirir.

31. Eğer sık sık bu şurupla nemlendirilirse, tüm yaralar hiçbir tehlike oluşmadan iyileşir. İster vurma sonucu, ister kesme sonucu olsunlar şuruba batırılmış bir bez yaranın üstüne örtülür Kısa sürede ağrılar diner, ne kangrene, ne de iltihaba yol açılmaz ve eski mermi yaraları bile iyileşir. Eğer yarada delik varsa, ille de önceden temizlenmesine gerek kalmadan, içine şurup damlatılır. Sık sık tazelenen kompreslerle yara kısa sürede iyileşir.

32.Bu şurupla 40 kere nemlendirildiğinde tüm yaralar ne kadar eski olurlarsa olsunlar yara izleri ile kesikler iyileşirler.

33.İyileşmesi olanaksız sayılan fistülleri kökünden yok eder. Eski veya yeni hiç fark etmez .

34 Eğer sık sık nemlendirilirse,tüm yanık ve yaraları, ateş, sıcak su veya yağın eseri olsun kısa sürede iyileştirirler. Yanıkta kabarcık oluşmaz, yanık ağrısı sona erer ve iltihaplı kabarcıklar bile temelinden iyileşirler.

35. Çarpma ve vurma sonucu oluşan şişlikleri ve lekeleri de iyileştirir.

36. İştahsız yiyen kişiye iştahını yeniden kazandırır.

37. Kansızlıkta, şurup bir süre sabahları alınırsa, kişinin yüzüne yeniden renk gelir. Kanı temizler, kan yaptırır ve onun dolaşımını sağlar.

38. Sabahları ve akşamları alındığında ve ağrılı yerlerde kompres uygulandığında, romatizma ağrıları diner.

39. Donmuş elleri ve ayakları, açık yaralar oluşmuş olsa bile iyileştirir. Elden geldiğince sık ama özellikle gece boyunca kompres yapılmalıdır.

40. Nasırların üstüne kompres yapılır ve ağrılı bölge sürekli olarak nemli tutulur. Nasır üç gün içinde kendiliğinden düşer veya çekilip alınabilir.

41. Zehirli ve mikroplu hayvanların ısırıklarını da iyileştirir. Bu durumlarda şurup hem içilmeli hem de yaraya kompres yapılmalıdır. '

42. Veba ve daha başka salgın hastalıklar zamanında ondan gün boyunca sık sık içilmelidir. Çünkü o, veba çıbanlarını ve yumrularını, gırtlakta olmuş olsalar bile iyileştirir.

43.Geceleyin iyi uyuyamayan kişi, yatmadan önce ondan içmelidir. Sinirsel uykusuzluklarda, kalbin üstünde kompres yapılmalıdır.

44. Sarhoş kişi, iki yemek kaşığı dolusu şurupla hemen ayıltalabilir.

45. Bu şurubu sabahları ve akşamları alanlar, başka bir iIaca gerek duymazlar. Çünkü o bedeni güçlendirir, sinirleri ve kanı tazeler, ellerin ve ayakların titremesini önler. Kısacası, tüm hastalıkları iyi eder. Beden dikleşir, yüz gençleşir ve güzelleşir.

***Şurubu, kesin alkol yasağı hallerinde günde bir çay kaşığı içerek başlamak ve sık sık böbrek ve karaciğer bölgelerinde kompres yapmak yerinde bir davranış olur. Belirtilen tüm ölçüler, biraz su veya bitki çayı ile inceltilerek kullanılmalıdır.

DİZ EKLEM AĞRILARI KİREÇLENME VE OSTEOARTRİT TEDAVİSİ


Artrit kelime anlamı olarak eklem iltihabı demek tir. Osteoartrit ya da osteoartroz, eklem kıkırdak larında bozulmaya yol açan bir hastalıktır. Dejeneratif artrit adı da verilir. Kıkırdaklar eklemlerin yastıkçıklarıdır. Kemiklerin ucunu kaplarlar ve hareketi sağlarlar. Kıkırdaklarda bozulma, yıpranma ya da aşınma oluşursa kemikler bir birine sürtünmeye başlar. Sonuç olarak, eklemde harabiyet başlar. Bu durum bazen anormal kemik oluşumuna yol açar ve şişlik oluşur. Hastalık en fazla ayaklarda, dizlerde, belde, kalçalarda ve parmaklarda görülür. Genellikle bir veya birkaç eklemde oluşur.
Osteoartrit kadınlarda 3 kat daha fazla görülür. Genellikle 60 yaşından sonra başlar. 60 yaşını geçmiş tüm bireylerde bir miktar osteoartrit vardır, ancak bu belirti oluşturmayacak kadar hafif olabilir. Osteoartrit eklemlere aşırı yük bin mesine bağlıdır. Şişmanlık, duruş bozuklukları, eski yaralanmalar ve fazla kul lanım eklemlere aşırı yük binmesine yol açan nedenlerdir. Genetiğin de rolü vardır. Ancak osteoartritin ortaya çıkış nedeni tam olarak bilinmemektedir. Mekanik, biyolojik, biyokimyasal ve bağışıklık sistemi ile ilgili faktörlerin hep birlikte bu duruma yol açtığı düşünülmektedir.
Osteoartritin belirtileri şöyle sıralanabilir:
Eklemde hafiften şiddetliye kadar değişebilen ağrı, özellikle de aşırı kullanım ya da uzun süre oturmak gibi uzun süreli hareketsizlikten sonra ortaya çıkar.
Eklemde gıcırdama ya da sürtünme sesi.
Eklemde özellikle sabahları şişlik, sertlik ve hareket kısıtlılığı
Etkilenen eklemin çevresindeki kaslarda az kullanmaya bağlı zayıflama
Eklemde şekil ve işlev bozukluğu
Tanı için çeşitli kan testleri ve filmlere başvurulabilir. Ayrıca tanıyı kesin leştirmek için bir iğneyle eklem içinden sıvı örneği de alınabilir.
Osteoartrit Tedavisi
Tedavinin amacı, eklemdeki gerginliği, ağrıyı, sertliği ve şişliği gidererek nor mal işlevini sürdürmesini sağlamaktır.
Parasetamol, genel olarak osteoartrit ağrısı için en iyi ilaçtır. Yaşlı hastalar ibuprofen gibi nonsteroid antienflamatuar ilaçları almamalıdırlar. Etkilenen eklemin çevresine antienflamatuar ya da ısıtıcı kremler sürmek faydalı olabilir. Ayrıca günde bir iki kez eklemin üstüne buz torbası uygulaması da ağrının azalmasını sağlar.
Baston kullanmak eklemin daha fazla hasar görmesini önler. Fizik tedavi ağrının ve kas spazmlarının azalmasını ve eklem hareket açıklığının korun masını sağlar. Osteoartrit tedavisinde düzenli egzersiz yapmak çok önemlidir.
Ağızdan kullanılan ilaçlar ve fizik tedavi yeterince faydalı olmazsa, ağrıyı kesmek için dize iğne (lokal anestezik) yapılabilir. Bu ağrıyı günler ya da hafta larla ifade edilebilecek bir süre boyunca kesebilir. Lokal anesteziğe kortizon da eklenerek bu süre daha da uzatılabilir. Bunun da yeterince yararlı olmaması durumunda cerrahi tedavi ya da halk arasında horoz ibiği olarak bilinen hyalüronik asit enjeksiyonu düşünülebilir
Eklem sıvısı nda bir miktar hyalüronik asit vardır ve bu eklemin aşınmasını önler. Osteoartritli kişilerde hyalüronik asit azalır. Bu nedenle diz içine eklemi korumak amacıyla hyalüronik asit enjeksiyonu uygulanabilir.
Hyalüronik asit enjeksiyonu ağrıyı ağızdan alınan ilaçlardan daha etkili bir şek ilde keser. Bu enjeksiyonla 6 aya hatta bazen 1 yıla kadar uzayan bir ağrısızlık dönemi sağlanabilir.
Aşırı hasar görmüş ve işlevini kaybetmiş kalça ve diz eklemleri için protez operasyonu uygulanabilir.
Ne yazık ki, osteoartrit hayat boyu süren bir hastalıktır ve zamanla daha da kötüleşecektir. Tekrarlayan eklem hasarını önlemek hastalığın ilerlememesi için gereklidir, ancak hasar gören kıkırdak dokusu kendini yenilemez.
Osteoartritin nasıl önlenebileceği henüz bilinmese de aşağıdakilere dikkat etmek faydalı olacaktır:
Eklemlerinizi uygun şekilde düzenli çalıştırın. Zinde kalın. Düzgün duruş, kas gücü ve eklem hareketleri için hekiminizin ya da fizyoterapistinizin vereceği egzersizleri düzenli yapın. Her gün yapacağınız düzenli hafif egzersizler ara sıra yapacağınız zorlayıcı egzersizlerden çok daha faydalıdır. Eğer yapabilirseniz, her gün kısa mesafe yürüyün. Yürürken rahat ve ayağınızı doğru bir şekilde destekleyen ayakkabılar giyin. Yürüyemiyorsanız otururken ya da suda egzersiz yapın. Ilık su egzersiz yaparken vücut ağırlığınıza destek olacak ve eklem hareketlerinizi kolaylaştıracaktır.
Yoğun aktivitelerden önce ısınma egzersizleri yaparak eklemlerinizi koruyun.
Dizlik kullanarak diz çökme esnasında diz eklemlerinizi koruyun.
ilaçlarınızı hekiminizin söylediği şekilde alın.
Sağlıklı, yağ oranı düşük bir diyetle beslenerek vücut sağlığınızı koruyun.
Kilo vermeye çalışın.

ÇÖREK OTU VE ÇÖREK OTU YAĞININ FAYDALARI YARARLARI



Çörek Otu Yağı, % 58 oranında omega-3 ve omega-6 yağ asidi ihtiva etmenin yanında, selenyum, çinko, demir, bakır, kalsiyum mineralleri ve yüksek oranda E vitamini içermektedir. İçerisindeki mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmeye, vücuttaki antioksidan etkiyi arttırmaya, menepoz dönemindeki bayanların şikayetlerini azaltmaya yardımcı olur. Bununla beraber, astım, şeker, sinüzit ve romatizma tedavisinde doğal destekleyici olarak kullanılabilir. Harici olarak, hemoroid tedavisinde bitkisel destekleyici olarak uygulanabilir. Ayrıca cildi besleyici, kuru ciltleri dengeleyici özelliğe sahiptir

Astım,şeker,romatizma,hemoroitte kullanılır.Vücudun bağışıklık sistemini ğüçlendirir.İştah açıcı,adet sökütücü,süt artırıcı ve idrar söktürücü özelliklere sahiptir. Kılcal damarları uyararak kan dolaşımını düzenler.Ayrıca yemeklere sos olarak kullanılır.Sinüzit için burna günde 1-2 damla damlatılır.Saç diplerine friksiyon şeklinde uygulanarak saç dökülmesine ve kepeğe karşı kulllanılır.Felç ve adele ağrılarında masaj yapılarak uygulanır.Dahilen bir tatlı kaşığı içilir.Mide ve bagırsak gazlarına karşı etkilidir.

HIZLI BOY UZATMAYÖNTEMLERİ




Elbette ki kişilerin boy uzunlukları Allah vergisidir. Fakat özel yöntemler sayesinde isterseniz boyunuzu idealinizde ki ölçülere bir nebzede olsa kavuşturabilirsiniz. Nasıl mı? Buyrun boy uzatan önerilere;
Kimi toplumlar ırsi olarak kısa boylu olsa da kimi toplumlar genel olarak uzun bireylerden oluşabiliyor. Boy uzunluğu genetik faktörlere bağlı olduğu gibi çevresel faktörlere de bağlıdır. Çocukluk döneminde tüketilen besinler boy uzunluğuna etki etmektedir. Bu sebeple ailelerboy uzatma yöntemleri hakkında evlatları daha küçükken bilgilenmeye başlamaktadır.
Süt tüketiminin boyu uzattığı yönündeki kanı kısmen doğru olmakla birlikte süt içmenin doğrudan boy uzunluğu üzerinde etkisi olduğunu söylemek bireyi yanılgıyadüşürecektir. Boy uzatma yolları arasında elbette ki gelişim döneminde süt tüketmek ve gerekli besinleri gerektiği miktarda almak bulunmaktadır.
Boy uzatma yolları son dönemlerde çeşitlilik göstermeye başladı diyebiliriz. Ülkemizde ve yurt dışında yapılan çeşitli bilimsel araştırmalar ile boy uzatmayöntemleri artırılmaya ve hastalar için daha kolay yöntemler geliştirilmeye devam ediyor. Boy uzatma ameliyatları olduğu gibi, boy uzatma için çeşitli egzersizler de uygulanabiliyor.
Boy Uzatma Yöntemleri
Boy uzatma yolları arasında ortopedi ve özellikle travmataloji dalında oldukça sık kullanılan ‘İlizarov’ yöntemi yer alıyor. Bu yöntem ile doğum sırasında ya da sonradan ayak üzerindeki deformasyonlara çözümler üretilmekte ve boy uzatmakonusunda yararlanılmaktadır. Uzmanlık gerektiren özel bir yöntem olan İlizarov yöntemi, boy uzatma yöntemleri arasında yer almaktadır ve alanında başarılı doktorlarca hastaya uygulanmalıdır.
Boy uzatma yolları
Boy uzatma ameliyatlar gibi zahmetli yollara her zaman başvurmak durumunda kalmıyoruz. Elbette ki daha pratik yöntemler de mevcut ve bunlar da boy uzatmayolları arasında yer almaktadır. Özellikle dermataloji dalından destek almanız gerektiğini belirtmekle birlikte, toplum arasında yaygın olarak bilinen egzersizleri kendiniz de uygulayabilirsiniz. Basketbol sporu yapmak da bunlar arasında yer almaktadır.
Bir diğer yöntem ise kemik içerisine çivi yerleştirmek suretiyle boy uzatma yoluna gidilmesidir. Günlük olarak daha önceden belirlenen miktarda kemiklerde uzama sağlanıyor. Genel olarak günde 1 mm uzamayı hasta kendi kendisine kumanda ile yapabiliyor. Yatalak hastalar için boy uzatma yöntemleri arasında en çok kemiğe yerleştirilen çivi yöntemi tercih ediliyor.
Uzama miktarı daha önce hastanın istekleri ve tıbbi olanaklar dahilinde belirleniyor ve eğer hasta 5 cm uzamak istediyse, 5 cm rakamının biraz dahi üstüne çıkılmıyor. Kemikler birbirine kaynayana kadar da çivi çıkarılmıyor. Uyluk ve kaval kemiklerine yerleştirilen çiviler sayesinde boy uzatma egzersizleri ile birlikte dahauzun boya sahip olabileceksiniz..
Boy uzatma yöntemleri arasında ayrıca belirtmek gerekirse televizyon ekranlarında da karşılaşabileceğiniz doğal besin takviyeleri yer alıyor. Fakat kemik dokunun oluşumunu tamamladığı yaşlardan sonra bu ürünlerin kullanımı pek de faydalı olamayabiliyor. Özellikle gelişme dönemindeki gençler için boy uzatma ilaçları tercih edilebilir fakat unutulmamalıdır ki buürünlerin kullanımı sırasında uzman görüşüne başvurulması gerekmektedir.

GÖZ ALTI TORBALARINDAN GÖZ ALTI MORLUKLARINDAN KURTULMA








Gözaltı torbalarına çözümü uzaklarda aramayın. Ameliyatlara, bıçak altına yatmaya gerek olmadığını söylemeliyim. Bitkisel kaynaklı çözümler ile bu sorundan uzaklaşmanız mümkündür. Göz altının diğer sorunlarından biride göz altı morluklarıdır. Göz altı morlukları bitkisel çözümlüdür.

Göz altı torbalarına evde çözüm için;

2 çay fincanı kadar kaynamış olan suyun içerisine 2 çorba kaşığı kadar fındık yapraklarını ekleyin ve 15–20 dk civarında soğumaya bırakın. 20 dk sonunda süzün ve buzdolabında net bir soğukluk alması için bekletin.

2–3 parça pamuğu fındık yağına batırarak iyice süzün ve göz kapaklarınızın üstüne doğru bir şekilde yerleştirin. 10–15 dk bekletin ve bu süre sonunda yüzünüzü temiz bir şekilde yıkayın.

Bu şekilde yapılacak olan işlem gözaltı torbalarına evde çözüm niteliği taşımaktadır. Şöyle ki bu işlem evde yapılabilir… Elmira inal'dan göz altı torbalarına çözüm yazılarını okumanızı tavsiye ederim ki gerçekten işe yarar nitelikli yazılar yazıyor. Bu gibi kişileri takip etmeyi unutmayın.

click to zoom




GLUCOSAMİN CHONDROİTİN MSM NEDİR NE İŞE YARAR

glucosamin chondroitin msm
Glukosamin ve Kondroitin (Glucosamine & Chondroitin); yeni bir kıkırdak koruyucu doğal formülasyondur. Glukosamin ve kondroitin vücudumuzdaki bağ dokularının iki temel yapı taşı olup, eklemlerimizin vazgeçilmez elemanlarıdır. İçindeki bileşiklerin osteoartrit (Artroz; Dejeneratif eklem hastalığı-kireçlenme) etkilerini azalttığı ve kıkırdak yapısını güçlendirdiğiçeşitli çalışmalarla gösterilmiştir.
Glukosamin (Glucosamine Sulfate); çeşitli formlarda kullanıma hazır bir ek gıdadır. Molekül yapısı basittir. En yaygın formları; glukosamin sülfat (glucosamine sulfate), glukosamin hidroklorid (glucosamine hydrochloride) ve N-Asetil-Glukosamin (N-acetyl-glucosamine: NAG) dir. Glukosamin sülfat (GS) formuosteoartrit (kireçlenme) (OA) için üzerinde en çok klinik araştırma yapılan ve OA için faydalı etkisi kanıtlanan tek formdur. Bu nedenle OA tedevisi için tercih edilen form da bu formdur. Glukosamin, kıkırdaklarda bulunan ve glikosaminoglikon’ lar (glycosaminoglycans-GAG) olarak bilinen özel moleküllerin üretiminde vücudumuzun gereksinim duyduğu bir maddedir. Günlük yiyeceklerimizde önemli miktarda bulunmaz. Bu yüzden ek gıda olarak karides ve istiridye gibi kabuklu deniz ürünlerinin kabuklarından üretilir. Glukosamin Sülfat (GS), sodyum klorür (NaCl) ve potasyum klorür (KCl) olrak bilinen iki mineral tuzundan birisi ile stabilize edilir (Referans1-2). Her ikisi de GS’ yi stabilize etmek (kararlı hale getirmek) için etkili olmasına rağmen, KCl’ nin stabilizitör olarak kullanımı daha yaygındır (Glukosamin potasyum sülfat). Bunun nedeni günlük yiyecek kültürümüzde NaCl’ nin (Sofra tuzu) yeterince zaten alınması, fakat KCl’ nin yeterli miktarda alınmamasıdır. Glukosamin (GS) tırnak, tendon (kasların kemiklere yapışmasını sağlayan yapılar), deri, göz, kemik ve ligament (Bağ; kemikleri ve başka organları birbirine rapteden bağ) oluşumunda önemli rol oynar. Glukosamin’ in eklemlerdeki en önemli fizyolojik fonksiyonu kıkırdak bileşiklerinin oluşumunu sağlamak, bunun yanında da kıkırdağa sülfür (kükürt) girişini sağlamaktır. Özet olarak kıkırdağın sadece oluşumunda değil beslenmesinde de önemli bir rol oynar. Son 10 yıldaki çalışmalar Glukosamin Sülfat’ ın osteoartrit (Artroz-Kireçlenme) semptomlarını azaltmada çok etkili olduğunu göstermiştir. Çalışmalarda glukosamin sülfat, ağrı ve iltihap gidermede standart ağrıkesiciler ve plasebolardan daha iyi sonuç vermiştir (Referans3-4-5-6-7-8-9-10-11-12).

Kondroitin Sülfat (Chondroitin Sodium Sulfate); glikosaminoglikon’ lar (GAG) denen molekül zincirlerinden oluşur. En önemli gıdasal kaynağı hayvansal kıkırdaktır (Sığır, inek gibi).Kondroitin sülfat (CS) kıkırdak, kemik ve tendonlar için en önemli maddelerden biridir. Uzun süreli klinik araştırmalarda kondroitin sülfatın osteoartrit (artroz-kireçlenme) vakalarında hastalık seyrini ve eklem ağrısını azalttığı ve eklemleri güçlendirdiği bulunmuştur. Çalışmalar göstermiştir ki, kondroitin sülfat kemik sağlığına katkıda bulunmaktadır. Çünkü kemiklerde bulunan GAG’ ların büyük çoğunluğu kondroitin sülfat’ tan oluşmaktadırlar (Referans13). Pek çok double-blind araştırma (Ne deneğin nede araştırıcının neyin tedavi edilmeye çalışıldığını bilmediği bir klinik araştırma tipi) (Referans14-15-16-17-18-19-20-21) kondroitin’ in osteoartrit’ in semptomlarını azaltıcı, ilerleyişini yavaşlatıcı veya tersine çevirici etkisinin olduğunu göstermiştir (Referans22). Kondroitin ve benzeri bileşikler kan damarlarının ve idrar kesesinin yapısında da mevcup olup, anormal kan ve idrar akışının önenmesine yardımcı olmaktadırlar. Kondroitin’ in kan damarlarındaki bir rolü de aşırı kan pıhtılaşmasının önlemesidir. Ek olarak kondroitin kan kolesterol seviyesini de düşürebilmektedir (Referans23). Yine araştırmalar bu maddenin damar sertliğinin ve kalp krizinin (Damar sertliği olan kişilerde) önlenmesine yardımcı olduğunu da göstermektedir (Referans24-25-26). Kondroitin sülfat, sülfür (kükürt) bakımından da zengindir ve bu da glukosamin ile ilgilidir. GAG’ lar vücudun oksalat’ ı (Oksalik asitin tuzu; böbrek taşları ile ilgili bir madde) nasıl işlemden geçireceği üzerine etkilidir. Geçmişinde böbrek taşları ile sorunu olan 40 kişi üzerine yapılan bir araştırmada günde 2 kere 30 mg GAG alımının üriner oksalat ifrazatını (salgısını) 15 gün içerisinde düşürdüğü görülmüştür (Referans27-28). Vücudun kendisi de kondroitin sülfat yaptığından dolayı, sağlıklı insanlarda eksikliği pek görülmez. Fakat osteoartrit’ ten ve artrit’ in diğer formlarından etkilenen kişilerde eklem kıkırdaklarında kondroitin sülfat miktarı düşebilmektedir. Kondroitin sülfat kıkırdakların su ve besinleri tutması ve diğer moleküllerin kıkırdağa doğru hareketinin (Kıkırdağa kan akışı olmadığı için önemli bir özellik) temel unsurudur.Dejeneratif eklem hastalığında (Osteoartrit-Artroz-Kireçlenme), kıkırdak aşındığı için kondroitin sülfat kaybı vardır.


Yapılan araştırmalar, glukosamin ve kondroitin sülfatın ayrı ayrı artrit (kireçlenme) semptomlarını azalttığını ortaya koymuştur. Buna göre glukosamin sülfat ağrıyı azaltırken, kondroitin sülfat hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktadır. Glukosamine sülfat GAG sentezini artırırken, kondroitin sülfat kıkırdağı bozan enzimleri engellemektedir. Bu iki kıkırdak koruyucu ajan (etkili madde), farklı etki mekanizmaları olduğu için birbirlerini tamamlamaktadırlar.

MSM: Eklemi çevreleyen bağların kuvvetlendirilmesi için kullanılan sülfür yapıda bir maddedir ağrı kesici özelliği bakımındanda fayda sağladığı bilinmektedir

ANAYASA GÖRÜŞMELERİ YADA ANAYASA DÖVÜŞMELERİ

TBMM ANAYSA GÖRÜŞMELERİNİ YİNE DE UCUZ ATLATIYOR. YA UKRAYNADAKİ GİBİ OLSAYDI








ZAYIFLAMAK MI KONTROLLÜ ZAYIFLAMAKMI



Siz siz olun zayıflarken kontrolü elinizden bırakmayın yani ipin ucunu biraz sıkı tutunki kaçmasın yoksa biraz kilo vereyim derken............