SHARK CARTİLAGE KÖPEK BALIĞI KIKIRDAĞI NEDİR FAYDALARI NELERDİR



Köpek Balığı Kıkırdağı; derin ve soğuk denizlerde yaşayan köpek balıklarının kıkırdaklarından özel bir kurutma-dondurma işleminden geçirilerek elde edilmiştir.Yüksek oranda protein, kalsiyum, sodyum, fosfor ve kolaj içerir. Özellikle Iskandinav ülkelerinde 1960 'lı yıllardan beri yaraların iyileşme sürecini hızlandırmak için kullanılmaktaydı. köpek balıkları, doğadaki en dayanıklı canlılardan biridir. Bunun nedenlerinden birisi son derece güçlü bir bağışıklık sistemine (immune system) sahip olmalarıdır. Bu güçlü bağışıklık sistemi, sadece köpek balıklarını hastalıklara karşı korumakla kalmaz, aynı zamanda köpek balıklarını doğada hiç kanser olmayan ender canlılardan biri yapar. Köpek Balığı Kıkırdağı, hastalıklarla savaşmak için gerekli ve bağışıklık sistemimizi canlandıran belirli proteinler ve mukopolisakkaritler içerir. Aynı zamanda metabolizma ile ilgili besin olarak kullanılan organik kalsiyum ve fosforu da sağlar.

Köpek Balığı Kıkırdağı üzerinde yapılan çalışmalar; özellikle bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve tümörlerin büyümesinin veya yayılmasının durdurulmasında köpek balığı kıkırdağının önemli bir rol oynadığını göstermiştir. Yapılan çalışmalarda köpek balığı kıkırdağının memelilerde bulunan her elementten 1000 kat fazla yeni kan damarı oluşmasını önleyici etkiye (anti-angiogenesis effect) sahip olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bunun anlamı; bir tümörün büyümesi veya yayılması için ihtiyaç duyduğu yeni kılcal damarların oluşmasının engellenmesidir. Yani Köpek Balığı Kıkırdağı doğrudan tümör üzerinde etkili olmayıp, yeni kılcal damar oluşumunu engelleyerek bir tümörün beslenmesini ve büyümesini durdurabilmektedir.


Köpek Balığı Kıkırdağı'nın Faydaları:

  • Vücudun bağışıklık sistemini güçlendirir.

  • Tümörlerin veya kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyebilir.

  • Egzema-Mayasıl (eczema) ve sedef (psoriasis) gibi cilt rahatsızlıklarında faydalıdır.

  • Eklem (mafsal) romatizması ve romatoid artrit tedavisini destekleyici özelliğe sahiptir.

  • Glokom hastalığı (glaucoma-gözde karasu hastalığı veya göz tansiyonu) için destekleyici tedavi

  • Osteoporoz (kemik erimesi) tedavisini destekleyici ve kemik erimesini önleyici etkiye sahiptir.


EBRU ŞALLI PLATES DERSLERİ İZLE


Plates sporu nedir nasıl yapılır,pilates nedir ,plates sporu nedir ,plates sporu
Son zamanlarda bir pilates çılgınlığıdır almış gidiyor, belki dikkatinizi çekmiştir. Ünlü ve popüler oyuncular, şarkıcılar son derece formda vücutlarını pilates ile şekillendirdiklerini açıklıyorlar. Özellikle Madonna’nın 40’lı yaşlarının sonunda sahip olduğu fit bedeninin sırrının pilates olduğu ortaya çıkınca herkeste bir pilates sevdası baş gösterdi. İyi de nedir bu pilates, anlat deseler söyleyecek şeyiniz var mı? İlla özel çalıştırıcı eşliğinde mi yapılır bu meret? Söylendiği kadar yararlı mıdır? Nedir ne değildir, sizin için araştırdık. Bakınız durum şu...

Normal fitness hareketlerine az çok aşinasınızdır. Bu hareketlerin yerde yapılanları ile yine hiç değilse televizyondan görmüş olabileceğiniz yoga hareketlerini kaynaştırarak bedeni içten güçlendiren ve forma sokan bir egzersiz türü pilates. Çeşitli aletler kullanılarak yapılan hareketleri de var, bir jimnastik matının üzerinde alet edevat gerektirmeden yapılanları da. Dolayısıyla illa ki bir spor salonunda özel eğitmenle çalışacaksınız diye bir kural yok. Ama yine de her türlü spor için geçerli olan bir kural var ki o da ne yaptığınızı biliyor olmanız gerektiği. Aksi takdirde fit olacaksınız diye bir tarafınızı sakatlamanız işten bile değil. Bunu da hiçbirimiz istemeyiz.

Mini tarihçe: Bu egzersiz türü, soyadı Pilates olan bir Alman beyefendi tarafından yaratılmış. Kendisinin ismi Joseph. Joseph Pilates, küçüklüğünde bazı rahatsızlıklar geçirmiş ve bunların sonucunda vücut direnci azalmış. Pek çok spor dalıyla yakından ilgilenen Pilates, kendi kendine geliştirdiği bazı hareketlerle, yatar pozisyondayken direncini yeniden kazanabildiğini fark etmiş. Bunlar üzerinde yoğun olarak çalışmış ve ortaya bir dizi egzersiz hareketi çıkmış. Kendi adıyla tanıttığı bu programı, 1. Dünya Savaşı’nda sakatlanan askerleri yeniden sağlıklarına kavuşturmak için de kullanmış ve olumlu sonuçlar almış. Bugün de bazı fizik tedavi programlarında pilatesten faydalanılıyor. Gördüğünüz gibi pilates daha yeni popüler olmuş olabilir ama kökeni taa 1930’lara kadar uzanıyor.

Faydaları: Yukarıda anlattıklarımızdan da çıkarabileceğiniz gibi, bu programı yaratırken Joseph Pilates’in derdi kilo vermek ve kaslı bir vücuda sahip olmak değil, vücut direnci ve kondisyonunu sağlamakmış. Kalça ve bel kemiği rahatsızlıklarını gidermek, iskelet dengesini kurmak, vücuda doğru nefes almayı öğretmek esas amacıymış. Şimdi daha estetik amaçlarla kullanılıyor olsa da yine pilatesi tercih edenlerin büyük çoğunluğu aynı zamanda dengeli bir duruşa sahip olmak, sağlıklı bir kemik yapısı kazanmak gibi kaygılar da güdüyorlar. Sırt ve bel ağrılarından kurtulmak, düz ve biçimli bir karına, ince bir bele sahip olmak, dik durmak da pilates yapanların amaçları arasında.

Nedir, nasıl işler?: Uzakdoğu kaynaklı bir egzersiz biçimi olan yoganın, bedensel rahatlığı zihinsel yollarla çözümlediğini bilirsiniz. Aslında yoga bir şekilde, zihninizi, bedeninizi doğru yönlendirebilmesi için bir eğitme yöntemidir. İşte pilates de yoganın bu özelliğinden faydalanıyor ve zihnimizi kullanarak vücudumuzu doğru kullanabilmemizi sağlıyor. Önemli olan şey, sağlam bir kontrol gücü. Tabii ki her an tetikte olacaksınız diye bir şey yok, zaman geçtikçe bu kontrolü otomatik olarak elde edeceğiniz söyleniyor. Ayrıca bir enerji, bir ataklık kazanıyor bedeniniz. Bu kontrol meselesi nedeniyle aslında Joseph Pilates, kendi geliştirdiği bu metoda “Contrology” adını vermiş.
Pilates egzersizlerinde en önemli faktörlerden biri denge. Omurganın ve kas topluluklarının birbirini dengeli bir şekilde desteklemesi isteniyor. Tüm kaslar adil bir biçimde çalıştırılıyor ve iskeletle orantılı bir bütünlük içine girmesi sağlanıyor. Üstelik büyük oranda esneklik gücü de veriyor. Bunu öyle içten yapıyor ki omurların arası bir parça açılıyor ve boyunuz da buna bağlı olarak birkaç santim uzuyor.

Pilates programı, belli başlı bazı temel hareketler etrafında çevreleniyor. Bu hareketler 500’e yakın ama bu tabii ki her pilates seansında yüzlerce hareket yapacaksınız anlamına gelmiyor. Tam tersine, bir sürü hareketi peşpeşe yapmak değil, işinize gerçekten yarayacak olanları seçip onlar üzerine yoğunlaşmak önemli. Ayrıca pilates hareketleri kalbi yormuyor, vücuda basınç bindirmiyor. Büyük kas gruplarını olduğu kadar, ince bir dizi hareketle küçük kas gruplarını da çalıştırıyor. Doğru yapıldığı takdirde sakatlanma riski olmadığı söyleniyor. Diğer egzersizlere oranla insana kendini bitmiş tükenmiş hissettirmiyor.

Pilatesin iddialı bir tarafı da var. İlk seanstan itibaren farkı hissedeceğinizi, üç – beş seans sonucunda ciddi değişiklikler oluşmaya başlayacağını, 10 seansın epey işe yarar sonuçlar doğuracağını söylüyor çalıştırıcılar.
Öyle çok kapsamlı yardımcı aletler gerektiği de söylenemez. Uygulayanların anlattığına göre bir lastik top, özel bir çember ve bant yeterli oluyor aletli hareketler için. Yine de özünde, yukarıda da bahsettiğimiz gibi öyle lüks şartlarda ortaya çıkarılan bir disiplin olmadığı için, vücudunuzun sığacağı bir alan ve üzerine yatabileceğiniz bir mattan başka bir şey gerektirmiyor.

Pilates’in ana prensipleri şöyle sıralanıyor:


1. Zihnin madde üzerindeki gücünü sağlamak
2. Doğru ve dengeli nefes almak
3. Egzersizleri karın, bel ve kalçaların oluşturduğu merkez bölgede yoğunlaştırmak
4. Konsantrasyon sağlamak
5. Kas kontrolünü kazanmak
6. Her hareketin bir amacı olduğunu bilerek programa titizlikle uymak
7. Hareketlerde akıcılık sağlamak



KELLY BROOK AZKALSIN PİRANALARA YEM OLUYORDU

Ünlü oyuncu Kelly Brook, 1978 yılında çekilmiş olan klasik korku filmi Pirana'nın 3 boyutlu çekilen yeni versiyonunda piranalarla oldukça zaman geçirdi.

Modellikten oyunculuğa atlayan 30 yaşındaki Brook, kendisini bir anda katil piranalarla yüz yüze buluyor.

Yakında sinemalarda gösterime girecek olan filmin yayınlanan ilk fotoğraflarında, pirana dolu sularda tehlikenin kucağında görünüyor.

Kırmızı bikinisi içinde pirana dolu Havasu Gölü'ne düşerken görülen Brook'un piranalardan sadece birkaç santim uzakta olduğu sahnenin de, yıldızın filmdeki son sahnesi olabileceği tahmin ediliyor.

Alexandre Aja tarafından yönetilen film, 1978 yılındaki aslına dayanıyor ve öykünün günümüze uyarlandığı belirtiliyor.

BAHAR DİYETİ VE ÇEŞİTLİ DİYETLER




Belki her bahar geldiğinde diyete başlıyorsunuz. ”Yaza çok az kaldı” diyerek kış boyu aldığınız kilolardan acilen kurtulmak istiyorsunuz. Bu sebeple arkadaşınızdan duyduğunuz veya bir magazin dergisinde gördüğünüz “bir haftada 3 kilo verin” diyetine başlıyor ama ilk hafta çok kilo verdiktensonra ikinci hafta bir türlü kilo veremiyorsunuz. Peki bu bir hafta uyguladığınız “mucize diyet” acaba vücudunuza zarar vermiyor mu?
Kilo verirken hedefleriniz “gerçekçi” olsun
Sağlıklı kiloda olmanın faydaları kesinlikle tartışılmaz. Ancak sağlıklı kiloya ulaşmak için uygulanan yöntemler de mevcut sağlığın korunmasında çok önemli. Aksi halde uygulanan yöntemler de fazla kilo kadar başka tehlikeli sonuçlar ortaya çıkarabilir. Bir çok moda diyet kısa sürede hızlı kilo kaybı sağlama vaadiyle ortaya atılıyor. Ancak bu diyetlerin ortak noktaları bilimsel bir dayanaklarının olmayışı ve kilo kaybı sağlarken bu zayıflamanınbüyük bir kısmının vücüdun kas dokusundan ve su kütlesinden olması. Oysa ki bu kas kütlesinin korunmasının sağlık açısından büyük önemi var. Ayrıca kilo kontrolünde de rolü var. Vücutta kas kütlesinin iyi olması metabolik hızın daha iyi olmasını sağlar. Bir başka deyişle kas kütlesi iyi olan kişilerin (kilo vermeye engel herhangi bir sağlık problemleri yoksa) kilo vermeleri daha iyi olur. Bu sebeple sağlıklı zayıflama diyetlerinde verilen kilonun çoğunun yağ kütlesinden olması istenir. Ancak çok düşük kalorili, tek tip beslenmeye dayalı şok diyetlerle veya mucize diyetlerle yağ kaybından çok kas kaybı olduğu bilinmektedir. Bu durumda sağlıklı kilo verme ve moda diyetleri aynı cümle içinde kullanmak pek mümkün değildir.Sağlıklı zayıflama yavaş ve kişisel özelliklerimize uygun olmalıdır. Sağlık koşullarımıza ve yaşam şeklimize paralel olarak planlanmalıdır.
Bazı moda diyetler hakkındaki gerçekler
Lahana çorbası diyeti: Bol miktarda lahananın çorba haline getirilip gün boyu tüketilmesi esasına dayanır veya lahana suyu kullanılır. Aslında çok posalı bir sebze olan lahana bol miktarda tüketildiğinde kısa süreliğine tokluk hissini arttırır. Ayrıca barsak çalışmasını da arttırabildiği için kilo vermiş hissi yaratır. Oysa ki bu sadece su kaybına ve tek tip beslenmeye yol açan moda diyetlerden biridir.
Beverly Hills diyeti: Aslında 80’li yıllardan beri zaman zaman popüler olan sağlıksız tek tip diyetlerden biridir. On gün boyunca sınırsızca sadece meyve yeme esasına dayanır.Bazı kan değerlerinin bozulmasına, özellikle kan yağlarının yükselmesine sebep olabilir. Diyabetik kişilerde kan şekerinin yükselmesine yol açabilir.
Yüksek protein diyeti: Et ürünlerinin sınırsızca tüketilip ekmek, meyve, tahıllar gibi karbonhidrat kaynaklarının yenmemesi esasına dayanır. Karbonhidratların kesilmesi kısa sürede hızlı kilo kaybı sağlayabilir ancak kısa sürede verilen kiloların yağ kaybı olmayacağı unutulmamalıdır. Ayrıca et ürünlerinin aşırı tüketilmesi sonucu kan kolesteroldüzeyleri yükselir. Tahılların kesilmesine bağlı olarak da bazı vitaminlerde eksiklik olabilir.
Meyve suyuyla detoks diyeti: Tüm yiyeceklerin kesilerek birkaç gün süreyle taze meyve suları tüketerek barsakların zararlı mikroorganizmalardan arınacağı düşünülür. Detoks sağlıklı bir vücudun kendi kendine yapabildiği bir mekanizmadır. Sağlıklı beslenmenin tüm ilkeleri zaten bunun için yardımcıdır. Oysa aç kalmak vücutta bazı zararlı atıkların oluşmasını da tetikleyebilir. Ayrıca meyve sularının fazla tüketilmesi trigliseritlerin yükselmesine sebep olabilir.

BEBEKLER VE BEBEKLERE MÜZİK DİNLETME



click to zoom

Uyuyamayan bir bebeği uyutmak ya da ağlayan bebeği susturmak için sihirli bir formül yoktur. Fakat eğer müzik doğru şekilde kul­lanılırsa bebeğin yatışmasına hatta uyumasına yardım eden sihir li bir formüle dönüşebilir. Pek çok yetişkin için de müziğin rehabi-lite eden, kişiyi yatıştıran bir etkisi vardır. Kötü bir günün akşa mında rahatlamak için ilk olarak müzik dinlemeye yönelen insan ların sayısı hiç de az değildir.

Bebeklerde Müzik

Anne babalar bebeklerinin uyku düzenlerinin kendi uyku düzen­lerine uygun olmasını arzu ederler. Bebekleri/çocukları uyutmak için yaygın olarak kullanılan en eski yöntemlerden biridir müzik. Her kültürün kendisine özgü ninnileri vardır. Bu ninnilerin bir bö lümü kuşaktan kuşağa aktarılarak bizlere ulaşan çok eski ninni lerdir. Günümüzde anne babaların bebekleri için seçtikleri özel şarkılar, hatta bebekler için özel olarak hazırlanmış olan müzik CD'leri vardır.

Bebek Müzik İlişkisi

Yapılan araştırmalar bebeklerin yirminci haftadan sonra ses leri duymaya başladıklarını, doğumdan sonra da aşina oldukla rı sesleri hatırladıklarını göstermektedir. O nedenle de annenin daha doğumdan önce kendisinin de keyif aldığı bir müziği din lemeye başlaması bebeğin o müziğe alışmasını sağlar. Doğum dan sonra bebeğe aşina olduğu bu müziğin özellikle uykudan önce dinlettirilmesi yalnız bebeği yatıştırmakla kalmaz, zaman içinde o müzikle birlikte uyku için şartlanmaya başlamasını da sağlar.


Yalnız müzik değil ritmik sesler de özellikle yeni doğan be bekleri rahatlatır. Çalışan bir motorun ya da elektirik süpürgesi nin sesi bile tekrara dönüşen bir ses olmasından ötürü bebeği rahatlatan bir etki yaratır; çünkü bu türden sesler bebeğe anne-sinin karnında iken düzenli olarak duyduğu annesinin kalp atışlarını, dolayısı ile de anne karnında olduğu zamanlan hatır latır.