Roswell olayı, sonraki yıllardan günümüze kadar, zaman zaman anımsandı, iddialar sürdü, yetkililer ses çıkarmadı; fakat 1993'de salt Roswell olayını konu eden bir özel bir sinema filmi yapılınca o döneme kadar oluşmayan bir kamuoyu oluştu. Artık, 1990'ların Amerikan toplumu önceki yıllara göre daha sert ve etkindi. Dallas'ta bir başkanı öldürmüşler, Watergate'de bir başka başkanı Oval Ofis'ten atmışlardı. Vietnam'ın bir aptallık olduğunu yetkililere itiraf ettirdikten sonra, İrangate ve Nicaragua skandallarını izlemişlerdi. Demek ki, yöneticiler öyle pek doğru, ulaşılmaz ve de dokunulmaz değildiler. Yaptıkları bal gibi hata olabiliyordu. Öyleyse, ne sakladılarsa hesap vermeliydiler, üstüne üslük bir de Bilgi Özgürlüğü Yasası çıkarılmıştı.
İşte kamuoyunun tepkisi bu yöndeydi, amaç hesap sormaktı, konu ister UFO'lar olsun, ister senatör bilmem kimin kirli çamaşırları olsun, fark etmezdi. Ve ABD hükümeti bu kez farklı bir açıklama yaparak, araştırma yapıldığını ve sonuçların açıklanacağını belirtti. Bu arada, olabilir iması da yapıldı. Zaten gerek ABD toplumu, gerekse de dünya Star Wars'ı, E.T.'yi ve Uzay Yolu'nu seyrede seyrede dünya dışı canlıları akraba sanmaya başlamıştı.
Acaba, Roswell tek miydi? Hayır, bir başka UFO kalıntısı 1980'lerde Norveç'te Spitsbergen kıyılarında Norveç askerleri tarafından bulunmuştu. Benzeri bir kalıntıyı Alman ordusu, Heligoland'da ele geçirmişti.
23 Mayıs 1955'de Amerikalı gazeteci Dorothy Kilgallen, şöyle diyordu: "İngiliz bilimciler ve havacılar menşei bilinmeyen hava araçlarını yıllardır incelemekteler ve ellerinde bir sürü örnek var. Bunların Sovyetler'le de ilişkisi olmadığı kesin olarak anlaşıldı. Uçan Daireler kökeni dünyadışı olan araçlardır." [1]
Yorumlar
Yorum Gönder