kuyruklu yıldız isimleri
Yunanca “komē” (saç) kelimesinden türeyen “komētēs” yani “saçlı yıldız”, gökyüzünün en görkemli cisimleridir. Gökyüzünde bir kuyrukluyıldızın (komet) görülmesi, bilim adamlarının olduğu kadar halkın da ilgisini çekmektedir. Astronomlar, uzay fizikçileri, jeologlar ve hatta biyologlar, bu canlı görünüşün içindeki çeşitli fiziksel özellikleri incelerler.
Kuyrukluyıldızlar toz ve buzdan oluşan küçük cisimlerdir. Bu yüzden “kirli kar topları” veya “buzlu çamur topları” olarak da tanımlanırlar. Çıplak gözle en fazla ayırt edilebilen kısımları kuyruklarıdır. Uzunlukları 10 milyon kilometrenin birkaç katı ile 1 A.B. arasındadır. Kuyrukluyıldızlar, Güneş Sistemi’nin kökeni ile ilk evrimini anlatmamıza yardımcı olmaları konusunda çok önemlidirler. Ayrıca Dünya’yı doğrudan doğruya etkileyebilirler. Örneğin kuyruklu yıldızların artıkları meteor yağmurlarının oluşmasına sebep olmaktadır. Zaman zaman büyük parçalar da Dünya yüzeyine düşebilir.
Kuyrukluyıldızın yörüngesi
Kuyrukluyıldızlar Güneş’e yaklaştıklarında parlaklıkları artar. Parlak bir kuyruklu yıldız yapısal bakımdan dört bölümde incelenebilir. Bunlar: “Kuyruk”, “Hidrojen Bulutu”, “Çekirdek” ve “Koma” olarak isimlendirilir.
Kuyrukluyıldızın yapısı
KUYRUKLAR
Kuyrukluyıldızlar iki tür kuyruğa sahiptirler: “Toz kuyruk” ve iyonize olmuş “Gaz (plazma) kuyruk”. Bunlar arasındaki fiziksel fark, alınan tayflarından ortaya çıkmaktadır. Plazma kuyruğun tayfı salma (emisyon) çizgilerine sahipken, toz kuyruğun tayfı kuyruklu yıldızdan dışarı atılan tozdan yansıyan Güneş ışığının tayfından oluşur.
Toz kuyruk homojen yapıda olup uzunluğu 10 milyon kilometreyi aşar. Kuyruklu yıldızın en göze çarpan kısmıdır ve çıplak gözle görülebilir. İyon kuyruğu ise yüzlerce milyon kilometre uzunluğundadır, mavi renkte olup, dar ve düzdür.
Toz ve iyon kuyruklar, bir kuyruklu yıldızda, ayrı ayrı veya birlikte bulunabilirler.
HİDROJEN BULUTU
Yapılan gözlemler, kuyrukluyıldızların etrafında büyük hidrojen bulutları olduğunu göstermiştir.
KOMA
Çekirdek etrafında gaz ve tozdan oluşmuş bir zarftır. 100.000 – 1.000.000 km arasında bir büyüklüktedir. Bir kuyruklu yıldızın komasının gözlenebilmesi için yıldızın güneşe 3 A.B. mesafede olması gerekir.
ÇEKİRDEK
Kuyruklu yıldızın tek katı olan bölgesidir. Çekirdek kısmı kuyruklu yıldızın gaz ve toz kaynağıdır. Düzensiz bir şekilde olup çapı yaklaşık birkaç yüz metre ile 10 km arasındadır. Tahmin edilen kütlesi ise 1014 – 1019 gr arasındadır. Hemen hemen yarı yarıya buz ve tozdan oluşmuştur.
Halley Kuyruluyıldızı’nın çekirdeği
KUYRUKLUYILDIZLARIN KÖKENİ
Buradaki teori bu buzlu cisimlerin kökeni nedir sorusuna cevap verme amacı güdmektedir. Bu konu ile ilgili bilginin çoğu kuyruklu yıldız yörüngelerinin incelenmesinden elde edilmiştir. 600 den fazla kuyrukluyıldızın yörüngeleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahibiz. Yaklaşık 100 kadar kuyrukluyıldızın peryotları, 200 yıldan az olup bunlar “kısa peryotlu kuyrukluyıldızlar” olarak sınıflandırılır. Bunlardan çoğunun yörüngeleri direktir ve Ekliptik’e göre eğimleri 30 derece veya daha azdır. Kısa peryotlu kuyrukluyıldızların çoğunun afeli (Güneş’e en uzak noktası), Jüpiter’in yörüngesine yakındır ve bugünkü yörüngelerinin, Jüpiter’ in kuyrukluyıldızlara çekimsel etkisi sonucunda oluştukları sanılıyor.
500 tane uzun peryotlu kuyrukluyıldız gezegenlerin çekiminden, nisbeten, etkilenmişlerdir ve bunların yörüngeleri, Dünyan’nın yörünge düzlemine (yani ekliptik düzleme) göre rastgele bulunmaktadır. Bundan başka, orijinal yörüngelerin (kuyrukluyıldız, iç Güneş Sistemi’ne girmeden önce takip ettiği yol) çok dikkatli incelenmesi, yörüngelerden hiç birinin hiperbolik olmadığını gösteriyor. Buna dayanarak söyleyebiliyoruz ki, yıldızlararası kuyrukluyıldız yoktur. Bu gerçekler, kuyrukluyıldızların, Güneş Sistemi’nin diğer elemanları gibi, bir çekim kuvveti ile Güneş’e bağlı olduklarını ve bu elemanların evrimi sırasında oluştuklarını kuvvetle göstermektedir.
1950 yılında Jan Oort, kuyrukluyıldız yörüngelerinin istatistiğini yorumlayarak kuyrukluyıldızların, Güneş etrafında 10.000 ile 100.000 A.B. arasında yarıçapı olan küresel bir bulut içinde bulundukları sonucunu elde etmiştir. (Karşılaştırmak amacı ile, güneş’e en yakın yıldız olan Alfa Centauri’nin uzaklığının yaklaşık 150.000 A.B olduğunu belirtelim.)
Kuyruklu yıldızların kökenini tayin etmek, kuyrukluyıldız araştırmalarında en aktif çalışma alanıdır. Bugün için kabul edilen görüş, bunların, yaklaşık olarak Güneş ve gezegenlerin oluştukları zamanda, Güneş Nebulası’ndan yoğunlaştıkları şeklindedir. Şüphesiz bununla ilgili birçok ayrıntı eksik bulunmaktadır, fakat kuyrukluyıldızlar, Güneş Sistemi’nin yaratılmasına sebep olan fiziksel süreçlerin doğal yan ürünleri olduğu anlaşılıyor. Bazı teoriler, kuyrukluyıldızların, Güneş Sistemi’nin evriminde daha fazla rolleri olduğunu ön görmektedirler. Örneğin, yersel gezegenlerin atmosferleri için önemli bir kaynak olabilirler ve bundan başka, Dünya’daki hayatın başlaması için gerekli olan orjinal organik molekülleri de sağlamış olabilirler.
ÖNEMLİ KUYRUKLUYILDIZLAR
Kuyrukluyıldızlar içinde önemli olanlara ya keşfedenin veya yörüngesini inceleyenin adı verilir. Örneğin Halley, Encke ve Brooks kuyrukluyıldızları böyledir. Nisbeten önemsiz kuyrukluyıldızların adlandırılması iki adımda olur: Önce keşfedildiği yıl ve bunun önüne, o yıl keşfedilen kaçıncı kuyrukluyıldız olduğunu belirten küçük bir harf yazılır. Örneğin, 1950c olarak adlandırılan bir kuyrukluyıldızın,1950 yılında keşfedilen 3. Kuyrukluyıldız olduğu anlaşılır. Kuyrukluyıldızın yörüngesi tayin edildikten sonra ise harfin yerini, perihelden (Güneş’e en yakın noktadan) geçiş sırasını gösteren bir Romen rakamı alır. Örneğin 1965V sembolü, bir kuyrukluyıldızın 1965 yılında keşfedildiği ve o yıl perihelden geçenler içinde 5. sırada bulunduğunu gösterir.
Kuyrukluyıldız McNaught (c/2006 P1)
Kuyrukluyıldaz içinde en önemlisi, şüphesiz Halley Kuyrukluyıldızı’dır. Halley’e ait gözlemler, en azından, Çinlilerin kayıtları olan M.Ö. 240 yılına kadar dayanıyor ve 2000 yıldan fazla zamandan beri her perihel geçişte gözleniyor.
Edmond Halley’in zamanına kadar, kuyrukluyıldızların iç Güneş Sistemi’ne geçici olarak uğradıkları sanılıyordu; bunların, periyodik yörüngeler üzerinde hareket etmiş olabileceklerini kimse ciddi olarak düşünmemişti. Halley, Newton’un çekim kanununu ve gezegen yörüngelerini kullanarak bazı kuyrukluyıldızların yörüngelerini hesaplamıştır. Halley, 1531, 1607 ve 1682 yıllarında gözlenen yörüngelerin tamamen aynı olduğuna dikkat etti ve bunların muhtemelen aynı cisme ait olabileceklerini düşündü. Bu noktadan hareket eden Halley, aynı kuyrukluyıldızın 1758 – 1759 yılları arasında tekrar görüneceğini dair kehanette bulundu. Gerçekten kuyrukluyıldız, kehanette bulunulduğu gibi, tekrar görüldü ve Halley’in adı bu kuyrukluyıldıza verildi.
Halley kuyrukluyıldızının 76 yıllık bir dolanın periyodu bulunuyor. Perihel ve afel uzaklıkları sırası ile 0,59 A.B. ve 35 A.B. dir. Çekirdeğinin yarıçapı tahminen 2,5 km olan Halley kuyrukluyıldızı, kuyrukluyıldızlara ait birçok özelliği kendinde bulundurur.
Önemli başka bir kuyrukluyıldız, yörüngesinin heryerinde gözlenebilen Schwassmann-Wachmann (1925 II) kuyrukluyıldızıdır. Bu kuyrukluyıldızın dışmerkezliği sadece 0,14 olup yörüngesi, Jüpiter ile Satürn arasında bulunur. Oterma kuyrukluyıldızı da , 8 yıllık periyoduna rağmen, yörüngesinin her noktasında gözlenebilir; bunun sebebi yörüngesinin çembere yakın (dışmerkezliği az) olmasıdır.
Encke Kuyrukluyıldızı, periyodunun azalması ile ünlüdür. Keşfedildiğinden bu yana periyodu, gezegen çekim etkileri ile açıklanmayan bir miktar kadar azalarak 3,3 yıla kadar düşmüştür.
Encke Kuyrukluyıldızı
En çok dikkati çeken kuyruklu yıldızlardan biride 1882 kuyrukluyıldızıdır. Gün ışığında görülebilecek kadar parlak olan bu cisim, Güneş yüzeyinden 500.000 km uzaklıktan koronanın içinden geçmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder