şimdiki seren serengil
Bir dönemin en popüler şarkıcısı ve oyuncusuydu... Yüzü hep gülüyordu. Ancak yaptığı mutsuz evlilikler ve bebek kayıpları, onun yüzünü soldurdu. Onu hep üzgün bir halde, ağlarken gördük magazinhaberlerinde... Ancak Seren Serengil, şimdi adeta küllerinden doğdu. Yaşadığı sıkıntıları atlattı. İç huzuruna ve fiziksel güzelliğine yeniden kavuştu. Serengil, nasıl kilo verdiğinin sırrını şöyle anlattı...
"Hamilelikten dolayı 25 kilo almıştım. Bunun son 12 kilosunu 45 gün içinde verdim. Diyete üç ay önce başlamıştım. Tabii psikolojik sıkıntılarım da oldu. Bebeğimi yitirdikten sonra psikoloğum bana diyet yapma izni vermedi. Çünkü zaten yarı deli haldeydim. Ne zaman ki kızımın mezarını bulup onu aldım ve babamın yanına defnettim, o zaman başladım hayata..."
"Hamilelikten dolayı 25 kilo almıştım. Bunun son 12 kilosunu 45 gün içinde verdim. Diyete üç ay önce başlamıştım. Tabii psikolojik sıkıntılarım da oldu. Bebeğimi yitirdikten sonra psikoloğum bana diyet yapma izni vermedi. Çünkü zaten yarı deli haldeydim. Ne zaman ki kızımın mezarını bulup onu aldım ve babamın yanına defnettim, o zaman başladım hayata..."
önceki hali
80 kiloya kadar çıkmıştım. Ama kızımı babamın yanına gömdükten sonra, ertesi gün iç huzuruyla diyetime başladım. Öncelikle şekeri kestim. Çok çikolata yerim ben. Çok kola içerim ve su hiç içmem. Bunları değiştirdim öncelikle. Asitli içecekleri, çikolatayı ve tatlıyı kestim. Sonra bir spor merkezine yazıldım, her gün düzenli olarak 45 dakika yürümeye başladım. 1.5 ay içinde 8 kilo verdim."
Ama son 12 kiloyu 45 gün içinde nasıl verdiğime gelince... Bodrum'da Osman Müftüoğlu'nun otelinde kaldım. Ama kalabalığın içinde tek başımaydım. İnsanları benden uzak tuttular. VIP lüksü yaşadım. İnsanlarla temasa geçseydim yine "Vah vah yazık sana" deyip yaralarıma tuz basacaklardı. Bunu engellediler; beni tecrit ettiler adeta. Bana özel ve sadece benimle ilgilenen bir görevli verdiler. Hiç kimseyle konuşmadım. Ruhumun yüreğimin de iyileşmesi gerekiyordu..."
Gelelim uyguladığım diyet programına... Sabah, öncelikle dişlerimi ve dilimi fırçaladım. Ağızdaki toksinleri temizlemek çok önemli. Bu diyetle çok alakalı bir durum. Bu temizliğin ardından bir büyük bardak su içtim. Suyu sevmediğim için içine limon attım.
Peynir kesinlikle yemedim, çünkü bu yasaktı. Genel kahvaltım şu oldu: Yulaf, yabanmersini, yoğurt ve tarçın... Bunları karıştırıyorum, içine franbuaz koyuyorum. Hem doyurucu, hem de lezzetli oluyor. Şöyle bir büyük tabak içinde... Kahvaltı sonrası 45 dakika yürüdüm, bisiklete bindim.
ARA ÖĞÜN (SAAT 11:00'DE )
Bitki kökleri suyu içtim. Osman Müftüoğlu'nun bilgisiyle hazırlandı. Kerevizden tut da maydanoza ve melisa çayına kadar, müthiş bir karışım. Bunları içerken bir tane de şeftali yedim.
ÖĞLEN (Saat 12.30'DA)
Izgara tavuk ve bol salata değişmez mönüm oldu.
AKŞAM YEMEĞİ (Saat 19.30'DA)
Izgarada yağsız balık ve bol salata yedim. Yiyeceğin balık avucunun içi kadar olacak, ölçü bu.
ARA ÖĞÜN (Saat 22.00'DE)
Yine bitki kökleri suyu içtim. Bitkilerin hepsini çiğ yedim. Tuz ve şeker hiç kullanmadım
Bu yalnız bedenimi değil, aynı zamanda ruhumu da arındırdı. Çok spor yaptım, çok hareket ettim. Yoga da yaptım. Birkaç kilo daha vereceğim. Bu söylediklerimi ev hanımları rahatlıkla uygulayabilirler.
Yorumlar
Yorum Gönder