Demet Evgar'dan ilginç açıklamalar.
Kadın erkek ilişkilerine eğlenceli bir üslupla değinen ‘Bir Kadın Bir Erkek’, son günlerin en çok konuşulan televizyon yapımlarından.
Kadın erkek ilişkilerine eğlenceli bir üslupla değinen ‘Bir Kadın Bir Erkek’, son günlerin en çok konuşulan televizyon yapımlarından.
Sitcom’un başarısında büyük pay sahibi olan, başrol oyuncularından Demet Evgar, sette çok eğlendiklerini söylüyor ve “Bu dizi ömrümü uzatıyor, çünkü çok gülüyoruz; hemde çok” diyor. Evgar, Women’s Health Dergisi’nden Hande Tokmak’a oyunculuğa nasıl başladığını, ilişkilere bakışını ve daha pek çok şeyi anlattı.
Projeleri neye göre seçiyorsunuz?
Bilmem. Bamtelime göre sanırım. Damarıma basan bir karakter, senaryo olması önemli, ama en çok da okurken kendimi oynuyor buluyorsam o projeyi kabul ediyorum.
Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Güneşi Gördüm’ filminde oynadınız ve bu film, Oscar aday adayı oldu. Türk yapımlarının Oscar alabileceğini düşünüyor musunuz?
Elbette düşünüyorum. Bence asıl ödülleri hikâyelerimizle alacağımıza inanıyorum.
‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisinin seyri oldukça keyifli. Peki ya seti nasıl? Siz de sette eğleniyor musunuz?
Ömrümü uzatıyor, çünkü çok gülüyoruz; hemde çok. Set başlı başına işin başarısını anlatıyor. Görüntü yönetmenini,makyözü, set elemanını, rejiyi gülmemek için kendilerini tutmaya çalışırken görüyorum. Bu, beni çok motive ediyor.
Sit-com’daki rol arkadaşınız Emre Karayel’le anlaşabiliyor musunuz?
Anlaşabiliyormuyuz bilmiyorum, bazen anlaşamıyoruz. Her konuda anlaşmak, hemfikir olmak sıkıcı olurdu zaten. Ortak noktayı hep buluyoruz ama... Bir kere birbirimizi gerçekten seviyoruz. O yüzden kavga da edebiliyoruz. Birbirimize çok gülüyoruz, çok eğleniyoruz. Yaptığımşeylerin karşılığını bulabiliyorum Emre’de. Emre mükemmel bir partner.
Siz de ilişkilere Zeynep gibimi bakıyorsunuz?
Her zaman değil. Zeynep karakterinin öğreneceği şeyler var. Onu oynarken öğrendiğim şeyler de var. Oynadığım karakter, onu kendi algıma çekmeme izin veriyor; ucu açık.
Türkiye’deki cinselliğe bakış açısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de cinsellik bence töhmet altında. Sürekli tacize uğruyor ve tehdit ediliyor.
Beslenmenize dikkat eder misiniz? Spor yapıyor musunuz?
Etmek zorundayım. Sağlıklı olmazsam bu işleri yapamam. Spor da yapıyorum, çünkü çok eğlenceli bir şey. Set saatim 9.00’sa 7.30’da sporuma başlamışımdır.
Eğlenmek için neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Bir kere sağlıklı olmak beni eğlendiriyor. Zihnim açık olunca, kafam çalıştıkça eğleniyorum zaten. Spesifik bir formülüm yok. Özellikle bir şey yapmıyorum. İç ritmim beni eğlendiriyor.
'Zeynep’i oynarken kadınlardan esinleniyorum’
Bugüne kadar oynadığınız karakterler arasından en çok hangisini kendinizle özdeşleştirdiniz?
Onu bilmiyorum da, galiba beni en çok seven karakter bu sit-com’daki Zeynep oldu. Zeynep karakterini canlandırırken, sadece kendimden değil, etrafımdaki bütün kadınlardan da bir şeyler kullanıyorum. Bu yüzden seyircinin en çok özdeşleştiği karakter bu oldu gibi geliyor bana.
‘İLK ROLÜMDE BİR ERKEĞİ OYNADIM’
“Oyunculuğa 16 yaşında başladım. Manisa’da, amatör bir tiyatroda Ray Conney’in ‘Kaç Baba Kaç’ oyununda aslında bir erkek için yazılmış bir rol vardı. Ben gruba dâhil olduğumda o rol açıktaydı, onu oynamıştım. Rol erkek bir komiserdi. Benimle erkeksi bir komiser olmuştu.”
Projeleri neye göre seçiyorsunuz?
Bilmem. Bamtelime göre sanırım. Damarıma basan bir karakter, senaryo olması önemli, ama en çok da okurken kendimi oynuyor buluyorsam o projeyi kabul ediyorum.
Mahsun Kırmızıgül’ün ‘Güneşi Gördüm’ filminde oynadınız ve bu film, Oscar aday adayı oldu. Türk yapımlarının Oscar alabileceğini düşünüyor musunuz?
Elbette düşünüyorum. Bence asıl ödülleri hikâyelerimizle alacağımıza inanıyorum.
‘Bir Kadın Bir Erkek’ dizisinin seyri oldukça keyifli. Peki ya seti nasıl? Siz de sette eğleniyor musunuz?
Ömrümü uzatıyor, çünkü çok gülüyoruz; hemde çok. Set başlı başına işin başarısını anlatıyor. Görüntü yönetmenini,makyözü, set elemanını, rejiyi gülmemek için kendilerini tutmaya çalışırken görüyorum. Bu, beni çok motive ediyor.
Sit-com’daki rol arkadaşınız Emre Karayel’le anlaşabiliyor musunuz?
Anlaşabiliyormuyuz bilmiyorum, bazen anlaşamıyoruz. Her konuda anlaşmak, hemfikir olmak sıkıcı olurdu zaten. Ortak noktayı hep buluyoruz ama... Bir kere birbirimizi gerçekten seviyoruz. O yüzden kavga da edebiliyoruz. Birbirimize çok gülüyoruz, çok eğleniyoruz. Yaptığımşeylerin karşılığını bulabiliyorum Emre’de. Emre mükemmel bir partner.
Siz de ilişkilere Zeynep gibimi bakıyorsunuz?
Her zaman değil. Zeynep karakterinin öğreneceği şeyler var. Onu oynarken öğrendiğim şeyler de var. Oynadığım karakter, onu kendi algıma çekmeme izin veriyor; ucu açık.
Türkiye’deki cinselliğe bakış açısı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’de cinsellik bence töhmet altında. Sürekli tacize uğruyor ve tehdit ediliyor.
Beslenmenize dikkat eder misiniz? Spor yapıyor musunuz?
Etmek zorundayım. Sağlıklı olmazsam bu işleri yapamam. Spor da yapıyorum, çünkü çok eğlenceli bir şey. Set saatim 9.00’sa 7.30’da sporuma başlamışımdır.
Eğlenmek için neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Bir kere sağlıklı olmak beni eğlendiriyor. Zihnim açık olunca, kafam çalıştıkça eğleniyorum zaten. Spesifik bir formülüm yok. Özellikle bir şey yapmıyorum. İç ritmim beni eğlendiriyor.
'Zeynep’i oynarken kadınlardan esinleniyorum’
Bugüne kadar oynadığınız karakterler arasından en çok hangisini kendinizle özdeşleştirdiniz?
Onu bilmiyorum da, galiba beni en çok seven karakter bu sit-com’daki Zeynep oldu. Zeynep karakterini canlandırırken, sadece kendimden değil, etrafımdaki bütün kadınlardan da bir şeyler kullanıyorum. Bu yüzden seyircinin en çok özdeşleştiği karakter bu oldu gibi geliyor bana.
‘İLK ROLÜMDE BİR ERKEĞİ OYNADIM’
“Oyunculuğa 16 yaşında başladım. Manisa’da, amatör bir tiyatroda Ray Conney’in ‘Kaç Baba Kaç’ oyununda aslında bir erkek için yazılmış bir rol vardı. Ben gruba dâhil olduğumda o rol açıktaydı, onu oynamıştım. Rol erkek bir komiserdi. Benimle erkeksi bir komiser olmuştu.”
Yorumlar
Yorum Gönder